kalkış ağırlığı
Noun, Aviation
(uçak) havalanma, kalkış.
Noun
kalkış/hareket/başlangıç/sıçrama noktası.
Noun
kendi kendine yeterli hızlı kalkınmanın başlangıcı.
Noun
alay (etme), taklit, tehzil.
Noun
palamarı koparmak (argo)
Verb
ambargo yu kaldırmak
Verb
saygı ile eğilmek, övmek, methetmek, (birinin) üstünlüğünü itiraf etmek, takdir ve hayranlığını ifade
etmek.
I take off my hat to his courage. I take my hat off to him for his new discovery.
birinin giysilerini soymak
Verb
merhametsizce davranmak, gözünün yaşına bakmamak.
piyasadan çekmek
Verb, Medicine
karantinayı kaldırmak
Verb
telefon ahizesini kaldırmak
Verb
(Br) parti grubu tarafından alınan karar üzerine milletvekillerinin aynı oyu kullanması zorunluğunu kaldırmak
Verb
hapishaneye sevketmek
Verb
hapishaneye götürmek
Verb
kalkış için beklemek
Verb
bir günlük izin almaya çalışmak
Verb
iki gün izin ayarlamak
Verb
(rezaleti/skandalı/yolsuz işleri) açıklamak, açığa vurmak, gözönüne sermek,
k.d. kirli çamaşırları
ortaya dökmek.
The newspaper articles took (or blew) the lid off his illegal activities: Gazeteler onun yaptığı yolsuzlukları açıkladılar.
fiyattan % 3 indirmek
Verb
şirketi sicilden silmek
Verb
bir günlük izin almak
Verb
bir günlük izin almak
Verb
bir gün lük izin almak
Verb
bir işi birinin elinden almak
Verb
bir ismi listeden çıkartmak
Verb
bir ismi listeden çıkarmak
Verb
bir adı üye listesinden silmek
Verb
bir hafta izin almak
Verb
öğleden sonra izin almak
Verb
saygı ile eğilmek, övmek, methetmek, (birinin) üstünlüğünü itiraf etmek, takdir ve hayranlığını ifade
etmek.
I take off my hat to his courage. I take my hat off to him for his new discovery.
birinin üstünlüğünü itiraf etmek
Verb
düşüncelerini (hoş olmayan bir şeyden) uzaklaştırmak, aklından çıkartmak, unutmak.
birinin dikkatini bir şeyden öteye çekmek
Verb
bir fiyattan falan miktar indirmek
Verb
bir şeyi karneden kaldırmak
Verb
mallardan gümrük vergisini kaldırmak
Verb
körletmek, keskinliğini gidermek, hafifletmek, şiddetini/zevkini azaltmak, iştahını kapamak, (açlık vb.) gidermek.
bir şeyi en çekici niteliğinden yoksun bırakmak.
(a) matlaştırmak, cilâsını/parlaklığını gidermek, (b) ilginçliğini gidermek, çekiciliğini/cazibesini kaybettirmek.
acımasızca davranmak
Verb
(bira) köpüğünü almak
Verb
(uçak) havalanma, kalkış.
Noun
kalkış/hareket/başlangıç/sıçrama noktası.
Noun
kendi kendine yeterli hızlı kalkınmanın başlangıcı.
Noun
alay (etme), taklit, tehzil.
Noun